Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yazarları arasında şüphesiz Shakespeare’in ayrı bir yeri var. Kimliği üzerinde çok değişik rivayetler olsa bile külliyatının değeri tartışılmaz. Özel hayatına dair anlatılanlar bitmek bilmiyor. Gençliğinde ona “Sahne-sarsan” diye bir isim bile takılmış. Ardından evliliği, çoluk çocuk sahibi oluşu ve bir aile babası olmayı seçmesi de ilginç. İlk oyunlarını bugün için sefih sayılacak eğlence yerlerinde sahnelemesi, oyunlarındaki kadın rollerini dönemin yasaları gereği mecburen erkekler oynadığı için sürekli olarak kadın karakterlerinin erkek kılığına girmesini gerektiren hikayeler yazması ayrı bir detay.
Neden Büyük?
Yazarın dili kullanma biçimi benzersiz. Çift anlamlı cümleler, akla hayale gelmeyen benzetmeler, düşündürücü cümle yapıları, hemen her kültürde bir karşılığı olan hikayeler ve keskin, hatasız kurgular bütün eserlerinde göze çarpıyor. Karakterlerinin hepsinde karmaşık kişilikler var. Bu yüzden Hamlet denince kararsızlık, Othello denince kıskançlık, Macbeth denince insanın aklına hemen hırs geliyor. Herhangi bir oyunda iki dakika görülen yan karakterler üzerine bile sayfalarca inceleme yazılabilir. Shakespeare her türde ürün verilebilirdi. Trajedi, komedi, tutkulu aşk hikayeleri, polisiye türde eserleri var. Bir şiir biçimi olan soneleri ise bugün tartışmasız en usta şiirler arasında yer alıyor. En önemli özelliklerinden biri de, günlük hayatın küçük ayrıntılarını işlerken bile cilt cilt felsefe kitabından daha fazla söz söyleyebilmesiydi. Seyirciyi istediği her fikre ikna edebilecek güçte bir yazardı O.