Kitap meraklılarının vazgeçemediği eserler vardır. Bu yapıtların her kitaplıkta olması gerekir, olmazsa olmaz gibisinden. İşte yeni Türk Edebiyatı’nın bu çeşit baş yapıtlarından biri Sabahattin Ali’nin yazdığı Kürk Mantolu Madonna adlı kısa romandır. Yazılmasının üzerinden neredeyse 72 yıl geçmiştir ama bu eser hala en çok satan kitaplar listesinde yer alır, çok okunur ve çok sevilir.
İçimizden Birinin Hikayesi Sanırsınız
Kürk Mantolu Madonna, küçük bir şehirde, Havran’da, kendi halinde yaşayan, sessiz, silik bir insan olan Raif Efendi’nin öyküsü. Kimselerin fazla dikkat etmediği bu adam aslında bir iki çizgiyle her şeyi, hatta insanın bütün ruhunu resme döküveren usta bir ressam. Onun bu yeteneğini öğrendiğinizde biraz kıskanırsınız, artık pek içimizden biri değildir. Öykü devam eder. Gençliğinde gittiği Almanya’da tanıştığı Maria Puder, bizim Raif Efendi’nin kapanmayan yarasıdır.
Büyük bir ilgiyle, sıkılmadan romanı okuyup bitirdiğinizde Raif Efendi’yi yakın arkadaş gibi hissedersiniz.. Zaten kimin böyle bir hikayesi yoktur ki? Gene edebiyatımızın usta eleştirmenlerinden Tomris Uyar bu kitap için “Romanımızın bir incisi” demişti. Sabahattin Ali, edebiyatta 1940’lı yıllarda en kaliteli ürünleri yayınlanan toplumsal gerçekçilik akımının usta yazarlarından biri. Günümüzde ünlü şarkıların şairi olarak bilinse bile onun esas gücü Kürk Mantolu Madonna gibi hikayeleri yazabilmekten geliyor.