Gebelik döneminde cinsiyet hormonları farklı çalışır. Adet periyodunun ilk yansında östrojen gibi dişilik hormonları salgılanırken ikinci yarısında luteinizan özellikteki annelik duygusuyla ilgili hormonlar salgılanır. Bu hormonlar gebelikte ön plâna çıkar. Luteinizan hormonların bir özelliği de antidepresan etkilerinin olmasıdır. Bu sebeple hafif depresyonlar hamilelik esnasında düzelir. Birçok anne, gebelikteki mutluluğu tekrar yaşamak için yeniden hamile kalmak ister.
Son yapılan araştırmalar, bebeklerin anne karnında iken duygusal hafızalarının çalıştığını, annesi tarafından istenen ve sevilen çocukların daha sağlıklı geliştiğini ve büyüdüğünü göstermektedir. Ayrıca doğum sonrası annenin bebeğe dokunması ve yakın olmasının çok önemli olduğu anlaşılmıştır. Darvin’in “Anne çocuk arasındaki savaşı anne kazanmalıdır; çocuk ağladığında kucağınıza almayınız” tezinin yanlışlığı bu bilgiler neticesinde ortaya çıkmıştır.
Gebelik ve emzirme döneminde bazı korkular vardır. Özellikle ilk çocukta annenin çocuğa bakamayacağı korkusu, doğum sonrası depresyonu artırır. Doğum sonrası lohusalık, kadının en zayıf dönemlerinden birisidir.
Hormonları normal düzene geçiş yapmaya çalışır. Diğer taraftan aile desteği yoksa kronik gerilim hâli oluşur, uykusunu alamaz. Bazı bünyelerde “postpartum psikoz” dediğimiz ciddî akıl hastalığı bulgularına rastlanır. Fakat bu durumun genelde genetik bir boyutu vardır. Gebelik ve emzirme döneminde her ilâcın kullanılmaması duyarlılık gerektirir. Yakın hekim takibine ilâveten psikoterapi desteği bu dönemde önem taşır.
Gebelik, emzirme, ilk annelik korkulanın giderilmesi, koruyucu ruh sağlığı açısından çok mühimdir. Bunun için bizim kültürümüz bazı yöntemler geliştirmiştir. Geleneksel köy kasaba yaşantısında bir gelin, evine gelmeden önce komşusunun evinde bir süre bekletilir. Bu komşu evi, bundan sonraki hayatında gelinin ikinci evi sayılır. İhtiyaç olduğunda dayanacağı, paylaşacağı bir kapı vardır. Evlilik, doğum gibi psikososyal yönü olan hadiselerin, günümüzde komşuluk bağlarının zayıflaması, akrabalık ilişkilerinin gevşemesi gibi sebeplerle daha zor atlatıldığını ve depresyon puanını artırdığını söyleyebiliriz.